Bu Blogda Ara

Sayfalar

27 Eylül 2014

Satılık Aşk

Bu sefer biraz ağır mı olacak ama yaşanılanlardan sonra buna kanaat getirmemek elde değil.
Ne olacak aşkın böyle yerlerde sürülmekte olan hâlleri?
Değer veriyorsun, ilgileniyorsun, sadıksın, fedakârsın ve iyi niyetlisin. Seni tebrik ederim, aşkta kaybetmek için bütün şartlara sahipsin.


Satılık aşklar kaç para ediyor kızlar? Kredi kartı geçiyor mu sizde?
Kâlbim sana büyük mü geldi diye kalktın onu acımadan kırdın?
Sana kendini kalabalıklar içine bile yalnız hissettiriyorsa hâlâ devam ettirmenin ne anlamı var?

Bebek Modası

Artık modadan başladı ya ben, biraz da bebekler için bir şeyler buldum, onları da paylaşmasam olmaz.
Malûm-u aliniz ki bebekler de ileride büyüyecekler ve bizim gibi olacaklar.
Onların da modasının olması hakları değil mi?


Burada gördüğünüz küçük hanımefendi sanki yaşıtlarından biraz daha sivrilmiş ve kendini çok ön plana çıkartmış.


Bu kadar ciyaklayıp ağlayacak ne var güzel kız, sen böyle çok güzelsin, hem de büyüklerin olamayacakları kadar.


Bir kadına çiçek çok yakışır, o kadın henüz bebek bile olsa. Elbisenin maviliğine lâfım yok, sonuç olarak kompozisyon çok güzel.


Bir şapka bile güzellik kraliçesine çevirmiş.


Kumda oynarken bile bir yıldız, dilerim hayatlarınız boyunca birer yıldız olursunuz.
Hayatlarınız boyunca ne yaparsanız yapın, en iyisini yapmaya çalışın.

Gün Batımları

Bugün yaghmour yağıyor yine.
Ben de sizin için birkaç Gün Batımı resmi buldum, onlarla sizi avutmanın derdindeyim.


Yaz biliyorsunuz bitti, ama resimleri hâlâ paylaşılmakta çeşitli sosyal medya organlarında ve kitlesel iletişim araçlarında.


Şöyle güzel romantik bir gün batımı ne zaman yaşayacak bilmiyor ben ama eğer karşımdaki sevdiğim bir kadın olursa daha iyi olur.

Lengerli Fötür Şapka

Kibar Feyzo filmini bilmiyorum biliyor musunuz?
Size o filmin düğün sahnesindeki bir ayrıntıyı anlatmakla başlayacak ben bu yazımın konusuna.


Efenim izleyenler bilirler, Feyzo ve Bilo askerden döndüklerinde Hacı Hüsso'nun kızı Gülo için birbirleriyle mücadele ederler, bunu fırsat bilen Hacı Hüsso da iki tarafı da aynı güne çağırıp başlık parasını açık arttırma yoluyla ihaleye çıkartır, ihalede en yüksek fiyatı veren (10.000 peşin + 10.000 senet = 20.000) Feyzo'nun üzerine kalır.
Düğün gününde damatlığın tamamlayıcısı olarak lengerli fötür şapka giyen Feyzo'nun hesaba katmadığı bir şey vardır, Maho Ağa'nın hışmı ve öfkesi.
-
Hacı Hüsso: Hoş gelmişsen ağam.
Bilo: Bas üstüme ağam.
Maho: Sıkı durasın ha namıssız. (Güler) Kıpraşma lan! (Attan iner)
Hacı Hüsso: Safalar getirmişsen. (Ağanın elini öper)
Maho: Nerede o it oğlu it?
Bilo: Aha ağam, karşındaki fötürü görmiysen mi? ... Sen daha iyi bilirsin amma ağam, maraba kısmı ağalığa özenir mi? Düzenin bozulmiy mi?
Feyzo: Vay sen hoş gelmişsen Maho ağam, ver elini ...
Maho: Kıt! Bu ne lan?
Feyzo: Lengerli fötür şapka Maho Ağam.
Maho: Ya bu ne la?
Feyzo: O da lengerli fötür .. (Şapkayı eline alır) Seninki biraz eskimiş ağam. (Tekrar yerine koyar)
Maho: Benimki eskimiş öyle mi? (Şapkayı alır yere atar ezmeye başlar) İt oğlu it.
Feyzo: Ağam.
Bilo: Sen yorulma ağam, ben çiğnerim.
Maho: Ulan marabamdan kime nasip etmişim karşımda benim fötürümden giymeyi. Puştogli!
Feyzo: Bağışla, bilmemişem ağam.
Maho: Defol lan! Ve de arkana bakim deme benim köyüm var diye. Aklını başına devşirene kadar sürüldün.
Feyzo: Ağam, gerdek, karı ... Elini ağagıni öpem, yarın gitsem olmaz mı?
Maho: Daha duriy misen it oğlu it?
-


İmdı, Maho Ağa'nın Kibar Feyzo'ya giymeyi nasip etmediği lengerli fötür şapkayı bir kadın giyinirse işbu vaziyet-i umumiye Maho Ağa'ya haksızlık olmaz mı?
Hade söyleyin bakalım bana bu sorumun cevabını!

Takım Elbise

Millet essahtan çıldırmış olmalı.
Benim bildiğim takım elbise erkeklere özgedir, kadınlarda çok sırıtıyor.
Azınlık için bir şey demiyorum ama essahtan bir baneliousluk var bu işin içinde.


Ya içinizden biri çıkıp bana söyleyebilir mi bu ne rüküşlük?
Bir de kalkmışlar bunu Paris Moda Haftasında sergiliyorlar ...
Resmen kadınlar kendilerini erkekleştirmeye başlamışlar.


Alın işte başka bir rüküşlük örneği, ama biraz daha mı usturuplu mudur nedir?
Üzerindeki palto olmasa sanki pijamayla sokağa çıkmış.
Ha, eğer burada pijama defilesi yapılıyorsa ona diyebilecek sözüm yok tabi ki.


Alın size başka bir pijama çeşidi, resmen zürafaya benzemiş.
Yakın zaman zarfında sokağa pijamayla çıkmak moda olursa şaşırmaz ben zaten.


Gelgelelim buradaki askeri ceket vaziyeti ve güzelliği hâttâ havasını bile kurtarmış.


Alın size başka bir takım örneği, hiç kravat kadına olur mu? Hem de eteğin ve paltonun renk ve deseninde.

Polka Dot

Bu yıl belki de noktalı modeller de moda olacak, çünkü bakıyorum paylaşımlara bunlar da çıkıyor. Burada size küçük de olsa biraz örnek verecek ben.


Önce bir elbise ile başlıyoruz, etek boyu burada görülmese dahi ziyadesiyle havalı olduğu gözden kaçmıyor.
Lâcivert üzerine beyaz noktalar ve belin dar hatları çok güzel bir yöne çevirmiş.


Bu da aslında fantastik bir kare, yüksek belli ve diz boyu etek kendiliğinden kemerli.
Ayrıca üstteki kot gömlek ve gözlük güzelliği tamamlamaya yetmiş.


Burada da beyaz üzerine siyah noktalı bluz resmen insanın içini açıyor, ayrıca kırmızı pantolon çok yakışmış.
Resmen "Üç Harfli Stayl" =)))


Lâcivert üzerine beyaz Polka Dot'larla harika bir görünüm, üstelik de sarışın bir mankenimiz başrolde.
Çantayla ve güzelliğiyle tüm bakışları üzerinde çok kolayca toplayabilir.


Burada ise beyaz ceket ve sarı etekle birlikte beyaz üzerine siyah Polka Dot'lar güzel bir uyum yakalamış, sadelik ve asalet akıyor.


Yaz mevsiminden kalma bu resimde ise seksilik ön planda. Mavi üzerine beyaz Polka Dot ve eteğinin bel kemerinin de beyaz olması çok güzel bir tasarım.


Hah, geldik yine hatalara. Hiç siyah elbise altına beyaz ayakkabı giyilir mi?
Ama eğer siyah elbise beyaz Polka Dot'lu ise biraz olsun günü kurtarabilir.


Şu güzel elbiseye hayran kalmamak elde değil ama biraz etek boyu çok mu uzun dersiniz?

Bir Ayakkabı

Bu kez inanmazsınız ayakkaplarına taktı ben.
Hani öyle böyle değil, normâl topuklu olsa neyse de, böylesini göreceğimi hiç ama hiç sanmazdım.
Üstteki palto ve diğer ayrıntıları bu kez geçiyorum ama ayakkabı essahtan tuhafıma gitti.


Bu ayakkaplarıyla yürümek emin olun normâl topuklulardan daha zordur, ama kadın milleti bu, biz yürüyememekten şikâyet ededuralım onlar belki de koşuverirler =)))

Manken Okulu

Hiç bu kadarını beklemezdi ben.
Evet, mankenlik gerçekten ciddi bir müessese, ama ta küçücük çocukluktan başlaması biraz tuhafıma gitmedi dersem yalan söylemiş olurum.
Efenim bu resimler Life Dergisi'nin 1952 yılından kalma bir nüshasından alınma.


Burada küçük kızlara nasıl dik durabilecekleri öğretilmekte.
Dikkât edin, kitaplar kafalarda ve onu düşürmemek için o yaşlarda çok çalışmak zorundalar.


Burada kızlarımız merdiveni kitabımı düşürmeden nasıl inerim idmanındalar.


Bakın öğretmenleri nasıl da onlara yardımcı olmaktalar ...


Minik öğrencilerimiz dışarı çıkmaktalar.


Burada ise bu kadar yoğun çalışmalarının sonucu olarak mı desem, yoksa prova mı yapıyorlar desem bilmiyorum ama defilede nasıl davranmaları gerektiğine dair dersler var.


Defilenin sonunda ise kesin değerlendirmelerini yapıyorlardır birbirlerine.


Şaka bir yana, bu o zamanın küçücük kızları şimdi kesin evlenmiş çoluk çocuğa hâttâ torun torbaya karışmışlardır ama bu sahneleri acaba hatırlıyorlar mıdır?


İşte böyle sevgililer, buradan ben size kısaca anlatmaya çalıştım mankenliğin öyle sıradan kolay bir iş olmadığını.
Resimleri yine Pinterest'ten arakladım, Moppets Charm School - Life Dergisi.

Google

Biraz önce bilgisayara baktığımda öğrendi ben ki bugün sevgili Google'mizin  onaltıncı doğum günü.
Zaman ne kadar çabuk geçiyormuş anlamadık, giden sadece zaman olsaydı neyse, giden gençliğimiz ve hayatımızmış.
İnanmazsınız şimdi ama şu yazdıklarımı bile Google sayesinde okuyabiliyorsunuz, çünkü Blogger ve Blogspot adlı Web-Site'nin mülkiyeti de Google'ye ait.


Haydi şimdi pastadaki mumları üfleyin.
Google o zamanlar Stanford Ünüversütesinde talebe olan Larry Page ve Sergei Brin tarafından aslında 4 Eylül 1998 günü bir garajda kuruldu.
Lâkin doğum gününü bugün kutluyor.
Kurulduğu günden bu yana görevi olarak "Dünyadaki bilgiyi düzenlemek ve evrensel olarak ulaşılabilir ve kullanılabilir hâle getirmek" olarak belirleyen Google'nin sloganı ise "Kötü Olma"dır.


Bu da Google'nin kendisi için hazırladığı Doodle =)))
Ayfon ekranından alıntı.
İyi ki doğdun ve iyi ki varsın Google!
Birlikte nice yaşlara ve hayatı ortaklaşa kaydetmeye var mısın?
Benim cevabım eğer Allah Baba bana ömür verirse "Neden Olmasın?" olacak.

26 Eylül 2014

Bebek

Aslinda evlilik belki bana göre değil, çünkü ben kedi gibi özgür ruhluyumdur, ki hepiniz biliyorsunuzdur zaten.
Ama böyle güzel bir ufaklığı görünce dayanamadı ben.


Böyle güzel bir ufaklığım olsa onu işte boile öpe öpe bitiremez ben.
Ama bundan bir tane yapablmek için bir ortağım bile yok =((( Malûm-u aliniz bebek tek başına yapılmaz. Bunu yapan iki kişi, biri erkek biri dişi =)))
Biz de ne yapalım, sanal bebek resimleriyle idare edeceğiz artıkım.

Öküz Altında Ne Ararsınız?

Toplum olarak biz hepimiz öküz altında buzağı aramaya çok ziyadesiyle meraklıyızdır.
Gelgelelim artıkım öküzler altlarında buzağı taşımıyorlar. Zaten doğal olarak da imkânsızdır, öküzler hâmile kalamazlar.


Günümüzde öküzlerin hâl ve gidişâtı çok ama çok ziyadesiyle değişikliğe uğradı geçerken.
Artıkım hepsi kibâr birer "Beyfandı" =)))
Baksanıza altlarında artıkım buzağı yok, düpedüz şekilde görüldüğü gibi otobomil var.

Siyah Ve Beyaz Asilliği

Demin Ralph Lauren sağ olsun sürekli beyazları hayatımıza soktu ya, bu sefer ben size başka bir versiyon paylaşacağım.
Biraz tuhafınıza gidebilir belki ama bunlar deminkilerden daha güzele benziyor.
Aslinda ikisini birleştirmeliydim belki ama ayrı ayrı daha güzel.
Tenkit ve lâf sokma seanslarım başlıyor =)))


Burada gördüğünüz beyaz triko elbise, eteğinin boyu harika ama erkek çorabı hiç olmamış.
Bu elbisenin altına giyilebilecek tek çorap külotlu kadın çorabıdır kanımca, yanılıyorsam beni düzeltiniz.
Hâttâ rengi de 57 veya 38 olması gerekir.


Buradaki gördüğünüz daha biraz mazbut gibi, daha bir usturuplu.
Ama yine çorapta sıçmış. Hiç siyah bir elbisenin altına beyaz çorap olur mu?
Ha, Ralph'çım burada bize Absürdistan Modası'ndan bahsediyorsa bu kızlar Dünya Güzelleri, lâkin bu kadar absürdlük bize fazla gelir.

Ayfon Altı

Altı aydır bahsedip duruyorlardı bundan.
Beklenen meşhur Ayfon Altı sonunda müstemlekemize geldi.
Öncelikle hoş geldi safa getirdi, ona bir diyeceğimiz yok.
Ahanda size resmini de buldu, bunu da size armağan ediyor ben.


Şimdi zurnanın zırtladığı yerlere gelelim:
1. Ayfon Beş daha yeni çıktı, çıkalı henüz bir yıl bile olmadı.
2. Ayfon Altı'nın kendi navigasyonu arızalı. Bunu kendi kurumunun başında olan adam itiraf ediyor.
3. Ayfon Altı çıktı ama şarz sorunu henüz çözülmedi. Hâlâ akıllı telefon mu aldık yoksa prizin yanında loca mı kiraladık belli değil.


Şimdi de bam telinin patladığı noktadayız:
Ayfon Altı'nın fiyatı ortalama olarak 2500 (ikibinbeşyüz) Türk Lirası.
Millet şimdi özenti olarak bunun peşine düşecek kesin.
Ama bilinmeyen bir gerçek daha var, bu millet bu parayı nereden buluyor?
Nereden bulduğu belli, nasıl otobüsle çok ucuza gidebileceği yere arabasıyla giderken harcadığı benzin parasını bulduğu yerden.
Peki müstemlekemizde asgari ücret ne kadar? 846 (sekizyüzkırkaltı) Türk Lirası. Net.
Bu şartlar dahilinde Ayfon Altı almak isteyen biri üç ay boyunca yemeyecek içmeyecek sıçmayacak gezmeyecek ki bir tane alabilsin.


Yeme bizi Ekomoni, sen zaten tıkırındasın, sana hiçbir şey olmaz.
Biz böyle gösteriş budalalığında kalmaya devam edersek bizden bir bok olmaz.
Ewrupa Birliği bizi neden arasına almadığını biz kendimiz kendimize açıklıyoruz zaten, bir de kalkıp da Ewropa'ya kabahât bulmayalım iyisi mi.
Biz kendi müstemlekemiz sınırları dahilinde bize müsade edilen alanların içinde dizlerimizi kırıp götümüzün üzerine oturalım.
Belki aklımız başımıza gelir.

Ralph Lauren

Benim sevgili Ralph'ım Lauren'im bakın bu sonbaharda nasıl bir tarz belirlemiş?
Sabah sabah Pinterest'te gördüklerim bana yeter de artar bile.
Başlıyoruz efenim defilelerinden gelen resimlerine.


Zürefanın düşkünü, beyaz giyer kış günü, sonunda şifayı kapıp da şaşırınca bana gel beni dinle iyi yaz, defteri kâlemi al iyi yaz.


Eski adamlar doğruyu söylemiş bir çiçekle bahar olmaz.
Kişi kendini bilip sağa sola sormalı, can pazarı bu oyun olmaz.


Mavi giyme tanırlar seni yolcu sanırlar.
Geçme kapımın önünden seni benden alırlar.


Siyah giyme söz olur, beyaz giyme toz olur.
Gel birlikte gezelim, dileğimiz tez olur.
Salına salına gel, dön dolaş yine bana gel.


Al ipek yeşil ipek keytan ederler, vay nene namurad olam bühtan ederler.
Uyma eller sözüne keytan ederler, hay anam sırf bu yüzden bühtan ederler.



Kırmızı gülün adı var, her gün ağlasam yeri var, bugün benim efkârım var, ah bu gönül seni arz eder.


Beyaz giydim karelendi, ciğer parem parelendi, deli gönlüm alevlendi.
Gece gündüz arıyorum, uçan kuştan soruyorum, aşkın ile ateş oldum.


Efenim malûm önümüz kış, kışın ortasında beyaz mı giyilir?
Ben size şimdilik rahmetli Barış Abi'mizin (Manço) güzel bir kış reçetesiyle bitireyim.
Resimden sonra.


Minto, toremondo kawa (Nane limon kabuğu)
Bir güzel kaynasın aman haha
İçine hatme çiçeği, biraz çöreotu katasın ama hâttâ biraz tarçın, bir tutam zencefil aman bin derde deva geliyor, biraz daha sabret güzelim ha ha ha ha hapşu!
Çok yaşa!
Sen de gör!
Rahat ve iyi yaşa!